Hocamız Paolo Knill ve Fulya Kurter Musnistky (Haziran, 2018)
“Kırılgan bir köprüden geçmek
dayanıklı bir kılavuz gerektirir.”
“It takes an agile guide/ to cross a fragile bridge”.
Elizabeth McKimPoet laureate, European Graduate School
LOGOMUZDA KENDİSİNİ GÖSTEREN BEYAZ KEÇİ’NİN ÖYKÜSÜ
Saas-Fee’den en son ayrıldığımız ağustos günü, herkes birbirine bol bol sarılıp vedalaştığı, gülümsediği ve hafif buruk hissettiği o öğleden sonra, sıra çok değerli hocamız sevgili Paolo J. Knill ile kucaklaşmaya geldi. Son bir defa teşekkür etme fırsatıydı bu aynı zamanda. Ayrılırken elimi sıkıca tuttu, “Türkiye’dekilere, İstanbul’daki arkadaşlarına selam söyle” dedi kısık, derin ve dokunaklı sesiyle ve ekledi “yolda giderken beyaz keçilere dikkat et, onlar sizi korur”. Anısızın davet ettiği bu imgeleme derin ve berrak bir bağlantı anına taşıdı bizi. Oldukça sıradışı güzellikle bir hayır duasıydı bu benim için. Yine nasıl titreştiyse sesi çok duygulandım, deyişi içime işledi. Zürih üzerinden İstanbul’a dönmek için böylece yola düşmüştük eşim Jerry’le. Hava güneşliydi. Yol kenarında o gün keçilere rastlamadıksa da ertesi gün şehirde başka türlüsüne rastladık.
Ertesi gün Zürih’te meraklısının bildiği bir bit pazarının olduğunu öğrendik. Denk düşmüşken hem de hava güneşliyken uğramamazlık olmazdı. Zamandır yeni bir yaka iğnesi aradığımı hatırlatırlayıverdim. Daha alana adım atalı birkaç dakika olmuş, öylesine birkaç tezgaha bakıp yanından geçmiştik ki kamera adeta tek bir tezgaha, hatta tek bir nesneye doğru yakın plan çekim yaptı. Gümüş olduğu sonradan söylenen bu nesneyle, bakışım buluştu, onu hemen elime aldım ve yaka iğnesi olduğuna emin oldum. İşte böylece, pastoral bir çerçevenin ortasında durmakta olan uzun bacaklı bana hafif gülümser gibi gelen keçiyle karşılaştık. Fiyatını soracağım sırada, sesini duydum tezgah sahibinin. Adam ne Almanca, ne İngilizce konuşuyordu. Bu dili iyi biliyordum;
“Zürih’te yaşamaktan memnunmuş
İstanbul’a arada gelip gidiyormuş
Bu keçi kaç yaşında ve nereden ona geldi
O da bilmiyormuş
Ama Osmanlı’dan kalan güzel gümüşleri varmış “
Evet, Türkçe gerçekleşen bu kısa sohbet ve küçük ölçekli pazarlık sonucunda, bu güzel keçi, İstanbul’a böylece inmiş oldu bizimle iki gün sonra.
Her taktığımda o iğneyi, iyi hissettim. Benim için doğru olduğunu hissettim, bana neşe verdiğini hissettim. O günden sonra “Beyaz Keçi” beni hiç bırakmadı. Algı mı seçti, kollektif bilinçdışı mı bilinmez, beklenmedik anlarda farklı bağlamalarda hep karşıma çıktı. Hatta bir gün dışavurumcu sanat terapisi seansında danışanın hareket araştırmasında keçiler ziyarete geliverdi:) Gün geldi Beyaz Keçi, Expressive Arts Institute Istanbul’un taşlarını yavaş yavaş döşedi. Kendi kendime logonun ilk eskizleri için keçiyle oynamaktan çok keyif alırken, bir gece Paolo’nun gülümsediğine dair kısa bir sahnenin olduğu bir rüya gördüm. Ertesi günü huzurla uyandım.
Beyaz Keçi işte böyle beni bırakmadı, bana onu merakla dinlemek kaldı. Kendime bugüne kadar daha uzak hissettiğim bazı niteliklere, taze anlamlara taşıdı beni. Yakın çevremle de konuştukça farklı bir güç ve sıcaklık sardı içimi. Benden öte olan, hoş gelmiş oldu.
Sonra illüstrasyon konusunda bir profesyonele danışmak isterken sevgili Nur Dinçer Genç sayesinde illüstratör Serkan Akyol ile kesişti yolumuz. Onun sanatsal dili ve entellektüel birikimi, Beyaz Keçi’yi, Anadolu Medeniyetleri’nin mirasına aşina bu topraklara daha yakın, kendi yerini bulmasına yardımcı oldu. Sevgili dostum grafik tasarımcısı Aykut Genç son dokunuşları yaptı (onun deyimiyle imgenin biraz daha “ikonik olması” gerekiyordu).
Expressive Arts Institute Istanbul’un yolunu açan Beyaz Keçi, hayal gücünü gıdıklayan, çağrışıma açık bir yerlerde geziniyor, tam da sanatın ruhuna uygun. Bendeki sıfatları bende saklı, sizin ki de sizde olmalı.
Kuruluşunun üzerinden bir yıl geçmeden geçtiğimiz eylül ayında Paolo J.Knill aramızdan ayrıldı. Halen üzüntüsü bizimle, özellikle çok uzun yıllar omuz omuza çalışmış ve beraber yaşamış olanlar için çok daha yaslı bir süreç ancak biz öğrencileri ve sevenleri onun yaşamını dünyanın farklı köşelerinden kutlamaya devam ederken aktardıklarını taşımaya devam edeceğiz. Değerli eşi ve sevgili hocamız, şair Margo F. Knill’in bir yazışmamızdaki ifadesiyle “Gururla yola devam edeceğiz, bazen bir keçi gibi tırmanarak, bazen bulutların geçip gitmesini izleyerek, bazen el al tutuşarak ve her daim Paolo’nun sevgisi ve bilgeliğiyle sarmalanarak, devam edeceğiz”.
Gerisi, yaşamla ve yol arkadaşlarıyla da beraber şekillenmeye devam edecek olan İsviçre Alp’lerinden buralara uzanan bir simyanın öyküsü olsun bu.
Fulya Kurter Musnitsky, Mart 2020.